Geçmeyen Omurga Ağrılarında Ağrı Blokajı Tedavisi

Uzun devam eden kronikleşmiş ağrı şikâyetleri yaşam standardını negatif yönde etkileyen, sosyal ve psikolojik problemleri de bununla beraber getiren mühim bir esenlik sorunudur. Uzamış ve kronikleşmiş ağrı nedeniyle sorun çeken hastalar, sıhhat kuruluşlarında bulunan ağrı polikliniklerine ‌Algoloji başvurarak tedavi olabilirler. ‌Algoloji uzmanları, ağrı deposu olabilecek sebepleri çeşitli tanı yöntemleri kullanarak araştırıp ortaya koyan, bu alanda uzmanlaşmış ‌hekimlerdir. Ağrının nedeni teşhis edildikten sonra ağrı deposu, hastaya en müsait ilaçlarla ve girişimsel yöntemlerle tedavi edilir. Ağrı tedavileri, multidisipliner bir yaklaşımla ele alınıp koordine edilmektedir.

‌Algoloji nelerdir?

‌Algoloji yahut ağrı bilimi, ağrının nedenlerini inceleyen ve kaynağını tanımlayarak tedavi etmeyi hedefleyen bir tıbbi disiplindir. ‌Algoloji daha oldukca kronik ağrılara yönelik uygulamalar yapar.

‌Algoloji uzmanı kimdir?

‌Algoloji uzmanı ya da ‌algolog, ağrı bilimi üzerine tahsil almış uzman hekimlere denir. ‌Algoloji uzmanı olabilmek için 6 yıllık tıp eğitimini tamamlayan hekimlerin en önce nöroloji, fizyolojik tıp ve rehabilitasyon veya anesteziyoloji alanlarından birinde uzmanlık eğitimi almaları icap eder. Daha sonrasında bu hekimler 2 yıl daha ‌algoloji üzerine yan dal eğitimi alırlar.

‌Algoloji ve Ağrı Kliniği’nde Bakılan Hastalık Grupları:
​​​​​​BAŞ VE YÜZ AĞRILARI
Baş ağrısı, en sık yaşanan şikâyetlerden biridir. Baş ve yüz ağrıları; ateşli enfeksiyonlar, sırt ağrısı ve baş dönmesi ile beraber en sık doktora başvurma nedenlerindendir. Baş ve yüz ağrılarının sebeplerini teşhis etmek ve belirtileri tedavi etmek, tıbbi açıdan zor olsa gerek. Çünkü Uluslararası Baş Ağrısı Topluluğu tarafından baş ağrısıyla ilgili 240 değişik neden tanımlanmıştır. En sık görülen kronik baş ve yüz ağrısı tipleri migren, tansiyon tipi baş ağrısı, yüz nevraljisi (en sık olarak ‌trigeminal nevralji), omurga ile alakalı baş ağrısı şeklinde sıralanabilir.

BOYUN, OMUZ VE KOL AĞRILARI
Boyun, omuz ve kol ağrıları çoğunlukla boyun fıtığı ya da boyun düzleşmesi gibi omurga ile ilişkili rahatsızlıklardan doğar. Boyun fıtığında omurilik yahut kola giden sinirlere bası olması cevabında ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrıların tedavisinde en önce ilaçlar ve fizik tedavi yöntemleri kullanılır. Fakat ara sıra uygulanan tedavilere karşın ağrının giderilmesi olası olmaz. Bu durumda ‌algoloji bölümünden yardım alınabilir.

SIRT VE GÖĞÜS AĞRILARI
Sırt ağrısı toplumda sık rastlanılan bir şikâyettir. Çoğu insan için bu ağrı, ‌tolere edilebilir bir müddet içinde dinlenme, fizyoterapi, tıbbi yada fizyolojik tedaviler yoluyla kaybolur. Sırt ağrısı şikayeti olan hastaların çoğu, sadece kas ağrısından ‌muzdariptir. Fakat birtakım hastalarda bağlar, omurga eklemleri, omurlar arasındaki diskler de işin içindedir. Bu durumda tedavisi zor kronik ağrılar görülebilir. Göğüs ağrıları, göğüs içi organ ağrılarının yansıması kararı gelişebilir ve kalp, akciğer ya da ‌reflü kaynaklı olabilir. Kaslarından yahut kaburga sinirlerinin sıkışmasından meydana gelen göğüs ağrıları da vardır.

KARIN VE KASIK AĞRILARI
Karın ve kasık bölgesinde geleneksel tedavilere cevap vermeyen ağrı nedenlerinden bazıları, sinirlerin karın kasları içine sıkışması, sırt ve bel ağrılarından meydana gelen yansıma ağrıları, karın içi organ ağrıları olabilir.

BEL VE BACAK AĞRILARI
Kronik bel ve bacak ağrıları minimum altı ay süresince sırt yada bacakta ağrı olması durumudur. Ağrı çoğu zaman belde algılanır; ancak uyluk, baldır ve ayak gibi başka bölgelere yayılabilir. Kronik bel ve bacak ağrılarının en önemli deposu omurga ve omurilikle ilgili sorunlardır. Bunlar siyatik, bel fıtığı ve disk dejenerasyonu şeklinde sorunlar olabilir.

DAMAR TIKANIKLIĞINA BAĞLI AĞRILAR
Vücuttaki organlara akciğerlerde temizlenen oksijen açısından varlıklı kanı taşıyan damarlara atardamar denir. Şeker hastalığı, damar şiddeti, hipertansiyon, ‌hiperkolesterolemi şeklinde hastalıklar sebebiyle tıkanan atardamarlar, alakalı organlara yeterli kan götürülemez. Atardamar tıkanıklığına bağlı ağrılar, tıkalı damarların yeterince oksijenlenememesi sonucu ortaya çıkar. Örneğin kalp damarı tıkanırsa göğüs ağrısı, bacağa giden damar tıkanırsa bacak ağrısı görülür.

ŞEKER HASTALIĞINA BAĞLI ‌NÖROPATİK AĞRILAR
Diyabet ancak kan damarlarına zarar vermekle kalmaz, sinir liflerine de saldırır. Tüm diyabet hastalarının ortalama üçte birinde sık sık kan şekeri seviyelerinin yükselmesi sebebiyle sinir hasarı gelişir. Bu, şeker hastalığının en sık görülen sekellerinden biridir ve çeşitli şikâyetlere niçin olur. Sinir hasarını iyileştirmek her zaman mümkün olmasa da gelişen ‌nöropatik (sinir kaynaklı) ağrıları büyük ölçüde ortadan kaldıran tedavi seçenekleri mevcuttur. ‌Nöropatik ağrılar oldukça şiddetli ağrılardır ve birtakım durumlarda morfine dahi yanıt vermeyebilir. Bu durumda girişimsel ağrı tedavi şekilleri devreye girer.

KANSER AĞRILARI
Kanser ağrıları bilhassa son dönem kanser hastaları için yaşam standardını negatif yönde etkileyen oldukça önemli bir sıhhat sorunudur. Bu nedenle, onkoloji ve ‌algoloji uzmanlarına önemli görevler düşer. Hedef; fena huylu bir kanser durumunda, hastanın ömür standardını mümkün olan en uzun vakit iyi bir düzeyde tutmaktır. Bu hastalarda genellikle iyi kalitede bir ağrı kontrolü ancak morfin türevleriyle ‌(opioidler) mümkündür. ‌Opioidlerin müsait doz ve aralıklarla kullanımıyla ağrı kontrol altına alınabilir. Bu da alanında tecrübeli ‌algoloji ve onkoloji uzmanlarının yardımıyla mümkün olacaktır.

NEDENİ BİLİNMEYEN AĞRILAR
Kronik ve geçmeyen ağrı şikâyeti olan bazı hastalarda ağrının nedenini saptamak zor olabilir. Böyle durumlarda girişimsel yöntemler kullanarak ağrının hangi sinirlerden kaynaklandığını saptamak mümkündür. Görüntüleme yöntemleri eşliğinde olası sinir sistemi bölgesine ‌kateter yerleştirerek verilen ilaçlarla ağrı deposu saptanabilir.

İlgili Videolarımız

Videolar hazırlanıyor...

Diğer Tedavilerimiz

Beyin Tümörü Ameliyatı

Beyin Kanaması, Anevrizma Ameliyatı

Beyin Damar Tıkanıklığı Ameliyatı

İnme-felç Ameliyatları